Şeyhin birisi müritlerini toplamış, ders veriyormuş. Fakat şeyh, görünüşte şeyh, aslında şeyhlik makamına hiç layık değil, seradan bir insanmış. Ama müritleri arasında öyle safî kalpli bir insan varmış ki, şeyhine öyle hüsn-ü niyetle bakıyor, öyle bir inançla dinliyormuş ki onu, o hüsn-ü niyetinin eseri olarak, tekamül ede ede keramet gösterecek kadar yükselmiş ve nihayet bir kerametle şeyhinin makamını keşfetmiş. Bakmış ki, şeyhi kuyu dibinde, kendisi minare başında. Şeyh çok düşük mertebede. A ...