Dünya etrafımızda hızla dönerken yalnız ben ve o olduğumuz yere çakılı kalmış, duruyorduk. Sanki evreni oluşturan ilk patlamadan Sûr’a üflenen o vakte kadar zaman bildiği gibi akarken, yalnız ben ve o, bu ana sıkışıp kalmıştık. Her şey durmuştu ve gözlerim ait olduğu o bir çift kuyuya geri düşmüştü. İç dünyasında, kendi cennetinde, neşe dolu evinde ve sımsıcak yuvasında yaşamaya alışmış bir hemşire olan Zeynep Maral Tandoğan ve ondan çok farklı bir mizaca sahip, sert ve duygusuz bir asker olan Ş ...