Unutur mu bir erkek dizlerinin bağını çözüp,
ellerini nereye koyacağını şaşırtan ilk atışını kalbinin?
Öpmeye kıyamadığı saçların kokusunu?
Rengini bakarken ağzından bin bir çeşit kelebek fışkırtan gözleri?
Unutur mu bir erkek aynı saçların,
gözleri gençliğinin darağacı oluşunu?
Omuzlarını düşürüp, kafasını yere eğdiği günü?
Ezbere bildiği tek kapının çarpışını yüzüne,
yürüyebildiği ilk yolun yarılışını altından ayaklarının?
İçinde kaldığı enkazı ...